22 Ağustos 2009 Cumartesi

Merhamet Nedir??

...



Ferdî şahsiyeti olan insan, merhamete düşkündür, aşkı yüceltir. Merhamet, belki bütün aşkımızın kaynağıdır. Nefsimizi acınan varlığın yerine koyarak böyle elim bir karşılaştırmadan elde edilen egoist duygu, merhamet değildir. O, olsa olsa, nefsimiz için duyulan derin bir korkunun maskelenmiş çehresidir. Merhamet, âlemşümûl bir ruh hareketi, sonsuz bir sevgidir. Belki başkalarını nefsimizden fazla sevdiğimiz halde herşeyin fâni olduğunu düşünmemiz ve bunu isbat eden müşahhas bir hâdise ile karşılaşmamızdır. Merhamette ilâhî bir sima barınır. O, kin ve garazkârlık gibi, egoizm ve kuvvetten de nefret edicidir. Hazreti İsa, egoizmin en aşırı iki kutbunu temsil eden, muharebe ve cinsî arzulardan iğreniyordu. Merhamet, insanî zaaflar cinsinden pasif bir ruh hali değildir; insanın kendine üstün bir kudretin, ebedî olması istenen varlığın zevâlini seyretmesidir. Sanki bizde fâniliği temaşa eden ebedî varlığın kendisindeki ebedîlikte huzurundaki acz ile çırpınan fâniliğin arasında kendine mahsus ve mutlak bir tezadı yaşaması halidir. Bu cevherin insana nüfûz ettiği nadir anlarda, aşk ile merhametin sımsıkı birleştiğini görüyoruz. Bu hallerde insan, kendi üstüne yükseldiğini ve adetâ tanrılaştığını duyuyor.




...





Nurettin Topçu, "Yarınki Türkiye" / "Cemiyetin Ruhu"

Hiç yorum yok: